Cuma, Şubat 11, 2011

Yetti bana, evet!


O değil de ne güzel oldu bütün darbecilerin hapislerde sürünüyor oluşu. Hepsi tüm yaptıkları için bin pişmandır şimdi hücrelerinde.

Gelecekte darbe yapacakların da gözü korktu. Hepsi artık bir daha düşünecek darbe yapmadan. Çünkü neden? Çünkü artık darbe yapınca yargılanacaklar. Çünkü neden? Çünkü yasalarımız bu yönde değişti. Çünkü neden? Çünkü darbe yapan adamların yasaları caaaaart diye değiştirecekleri gücünü de kendilerinde görecek akılları yok. Çünkü nedeeen? Çünkü açık açık “ben her ne kadar dinin temeli olan ibadetleri yerine getirmesem de inanma koşulundan ve çocukken bana meali söylense de tam olarak anlamadan kelime-i şahadet getirmiş olmaktan yırtarak müslüman oluyorum. E bu adamlar da müslüman. E daha ne! E o zaman ben bu adamlar ne derse kabul ederim, düşünmem bile, başkaları benim adıma düşünmüştür kesin, hoş görürüm” diyemeyenler darbecilerin cezalandırılmayacaklarını bildikleri halde bunun arkasına sığınıp evet oyu vererek darbecilerin de akıllarını başlarından aldılar.

Evet şimdi dine laf ettim diye bin bir tantana kopar belki kimbilir. Ama evet, yavrucuğum. Dinin temeli ibadettir, inanç değil. İnanç imanın temelidir. Din derslerinden bildiğiniz üzere imanın şartları ve islamın şartları diye iki ayrı küme şartlar var. Tahmin ediyorum inananların hiçbiri imanın şartlarında zorlanmaz. Bunda bir sıkıntı yok. Ama islamın şartlarına yani müslüman olmanın şartlarına bakarsak eğer:


Kelime-i şahadet getirmek – dedim zaten bunu hepiniz bir ara yaptınız, fi tarihinde bir zaman.

Namaz kılmak – günde 5 defa kim uğraşacak sınıfından bir ibadet. Halbukisem ki bunun kazası var ama dedim ya kim uğraşacak sınıfından.

Oruç tutmak – en favori olanı, çoğunluk tarafından uygulanıyor –ki akşamki iftar ziyafeti için oruç tutanlar bile vardır eminim. Nerden eminim, çünkü ramazan ayında etrafta çok sık olarak iftar muhabbeti dönüyor farklı boyutlarda. Ama sadece ve sadece canı istemediği için oruç tutmayan “müslümanlar” var.

Zekat vermek – her ne kadar bu zenginler için görünse de matematiksel olarak herkesin malının 40’ta biri mevcut. Bunu başkasına veren az insan var. Hadi bu, islamın kolaylıklar dini olması sebebiyle opsiyonel olsun. Ama şunu da söyleyeyim bunu zenginler sınıfının ibadeti diye düşünenlere, insanların hemen hemen hiçbirinin malının yüzde iki buçuğunu daha da ihtiyacı olanlara vermesi o insanın hayatını etkilecek kadar fakirleştirmez.

Hacca gitmek – bir ara gideriz sınıfından bir ibadet. Bir nevi reset tuşu. Reset tuşu reset tuşu tamam da, sen hacca gitmeden önce hacca gittikten sonra davranman gerektiği gibi davranmıyorsan??? Ne diyorsun, yok mu bu işte bir gariplik?


Şimdi bunlar “şart”. Yani hani anlamı olmazsa olmaz kelime. Bilmiyorum nasıl oluyor sadece zahmet edip bir ve ilk şartı yerine getirip kendini müslüman zannetmek. İnancınız var o kısım tamam ama dininiz olup olmadığına bir daha bakmanızı öneririm. Bir kere düşünün bunu.

Başka bir konu: haramlar. Bu din diğer dinler gibi haramları ve sevapları tanımlamış. Sevabı zaten herkes istemese bile yapar. Mühim olan haram olan şeyleri yapmamak. En basiti içki içmek. “Elhamdülillah müslüman”ım diyenlerin kaçta kaçı içki içiyor acaba? Az olduğunu sanmıyorum. En kaçamak cevap olarak verilen “abi o başka, evlilik öncesi seks başka, ama ben müslümanım” demek. Bir kere bir kaç akşamınızı ayırıp hangi tefsiri okursanız okuyun içki içmenin haram olduğunu görürsünüz ve -inandığınız için söylüyorum- gün gelip de haramlarınız sevaplarınızdan fazla gelirse çekeceğiniz acıları da yakından tanırsınız. Spoiler vermek gibi olmasın ama riske girmeye gelmeyecek kadar büyük azaplar var haramları ağır basanlar için.

Başka bir dengesizlik: en geneli bu sanırım. İşte tıksrana kadar içki miçki domuz eti yememek mesela ki bu hani zor durumda kalırsan haram bile değil. Sebebi basit, içki kafanı güzel yapıyor, o yüzden allah kitap dinlemeden içiyorsun. Ama zaten tadı diğer etlerden çok çok da farklı olmayan bir şeyi yemiyorsun. Kafanı güzel yapsaydı, seni 10 kaplan gücüne soksaydı yine içkinin gördüğü muameleyi görürdü.

Ama bana göre en vahimi her inanın düşünmesi gereken şeyi hayatında hiç düşünmemiş olması. Ben neden bu dine mensubum? Ben söyleyeyim mi? Çünkü o dine inananların çok olduğu bir ülkede doğdun. Bu kadar basit, daha karmaşık ya da daha basit bir sebebi yok. Sadece bu yüzden o dine mensupsun. Bu kadar.Nokta. Bu ülkenin insanlarının yüzde kaçı ya da hadi belki tam sayıya isabet edebilir diye milyonda kaçı sordu bu soruyu kendine ve bir cevap buldu? Kaç tane müslüman başka dinleri kurandan ya da daha da kötüsü etrafındaki toplumdan öğrendi de onları seçmedi? Bu vesile için onları tekrar tebrik ediyorum bu objektif tavırları için.

Bunları yazıyorum da kime yazıyorum!

Şimdi dedim ki şuraya “gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar” yazayım, sonuna da “akılları var, düşünmezler” ekleyeyim bu yazıyı bitireyim. Ama tabii yalan yanlış yazmamak için hemen gittim d:\ivir zivir\kuran.pdf dosyamı (bunu dinayet işlerinin sitesinden indirebilirsiniz, hem de hizmette sınır yok, beleş) açtım (evet hep yanımda taşıyorum kuranı) ve a’raf suresi 179. ayete baktım. Diyor ki bu ayet:



“Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26


“Ulan” dedim kendime (evet, bazen kendime ulan diye seslenirim. Bir şeylerden şüphelendiysem cümlenin başında kullanırım. Yoook, sinirlendiysem kendime o zaman cümlenin sonunda) “yoksa?" Sonrasını da düşündüm "bu 26 numaralı dipnot benim düşündüğüm şey mi?” Hemen aşağı doğru faremin tekerini yuvarladım ki evet düşündüğüm şeymiş:


26 . Âyette sözü edilen kimseler, kendilerine verilen bu yetenekleri kötü kullandıkları için, cehennemlik olmuşlardır. Allah, bunların böyle davranacaklarını ezelde bildiği için, onları “cehennemlikler” olarak belirlemiştir.


Bir tebrik de burada.

Bitti. (Aslında bitmedi ama yoruldum, nerden nereye geldim. Teallahımyarabbim ya.)

Hiç yorum yok: