Perşembe, Aralık 20, 2007

Amca...

...oldum.






Pazartesi, Aralık 10, 2007

100 milyon yildir ne ciftlesiyor, ne seks yapiyor, ne sevisiyor (Bu nasil hayat!!!)

Ne zamandir yazicam (9 aydir) erteliyordum, bir seyler yuzunden aksiyordu. Neyse gelelim konuya: 21 Mart 2007'de Hurriyet gazetesinde cikan haberi kopyaliyorum:

"100 milyon yildir seks yapmıyor

Yeni bulunan mikroskobik bir canlı, "Hayvanlar çiftleşerek ürer" tezini altüst etti. "Bdelloid rotator" adı verilen bu su canlılarının hepsinin dişi oldukları ve 100 milyon yıldır seks yapmadan 400 farklı türe bölünebildikleri anlaşıldı." (http://www.hurriyet.com.tr/yasam/6167403.asp?gid=57)

Simdi; ya valla bir sey yazmak istemiyorum ama yazicam:

Mikroskobik canliya hayvan demek ne demek. Gerci canlilar bu insanlara gore uce ayrilir: Bitkiler (Otlar), hayvanlar ve de insanlar. Ha belki bir de cinler eklenebilir.

Yine mikroskobik canlinin cinsiyeti konusunda karara da varmissiniz, bravo. Izmir marsiyla tebrik ediyorum sizi.

Ve de merak ettim acaba nerden aldilar bu haberi diye, su canlinin adini yazdim gugil'a, bir de ne goreyim, sadece Turkce siteler cikiyor. Hepsi de haberin bulundugu siteye link veriyorlar.

Yani olmayan bir canliya, olmayan karakterler verip, onlari olmayacak beklentileri yerine getiremedikleri icin haber konusu yapabilmek icin acaba hangi maddeyi kullaniyorsunuz?

Bir de habere yazilmis yorumlar var ki, biyoloji derslerinin ne kadar bos ve sallapati gecildiginin bire bir gostergesi.




Perşembe, Kasım 22, 2007

O an...

Hic dusundunuz mu ya da farkina vardiniz mi, bir banyoda insanin kendini oldurebilmesi icin ne kadar cok alet var. Tabii o kadar cesursaniz.

Cuma, Kasım 16, 2007

Çarşamba, Ekim 17, 2007

Hımm??

Zamana cok sıkıştım. Borc verebilecek olan var mi?

Cuma, Ekim 12, 2007

Salı, Ekim 09, 2007

Cuma, Ekim 05, 2007

Cuma, Eylül 28, 2007

Fal

Falcilarin baktiklari bakladan, kahve fincanindan, sudan ya da elden ziyade vucut dili midir?

Durusunuza, para oderken cebinizden cikan paraya, yapmaya calistiginiz pazarliga, dikis izinize, suratinizdaki sivilceye filan bakiyorlardir belki. Bunlardan sıkıntılı olup olmadiginizi, maddi durumunuzu anlayip yorumluyorlardir. Zaten herkese yol vardir, 3-5 vakte kadar bir seyler olur. (Siz falcinin dediklerini hatirlarsaniz tabii.) Ameliyat, bi kirik cikik olmustur herkeste zamaninda. Ya da verdiginiz cevaplardan, tereddutlerinizden, gozlerinizi devirmenizden, heyecaninizdan okuyordur sizi. Ortaya bir sey atip sonra evirip ceviriyorlardir duruma gore.

Kolay degildir eminim, ama onlar anliyorlar herhalde ki inandirmayi basariyorlar insanlari.

Çarşamba, Eylül 26, 2007

ESC 59C

Bugun tanisma bulusmasi vardi. "Molecular Ecology and Evolution". Ne kadar karizmatik degil mi! Ve ben umutlu oldugum kadar mutlu, mutlu oldugumdan daha cok umutluyum.

Salı, Eylül 25, 2007

Tuvalet Kamerasi


Ne zamandir bilmiyorum en cok bunu seviyorum tuvalet kamerasi isimli unlu afisten. Hayir biliyorum, son dogumgunumdu, besiktas'taki unlem cafe'nin tuvaletinde bu afisi gordugumde anladim en cok bunu sevdigimi. O an en cok bu hitap etti, sonra da hep. Intihar mi edecek, birini mi vuracak karar veremiyorum ama bana intihar edecek gibi geliyor. Belki etmistir, ben de bu yaziyi kendisine hediye ediyorumdur farkinda olmadan. Gercek olup sevgimi bosa cikarmamasi dilegiyle.




Cuma, Eylül 07, 2007

Dagarciginiza Her Gun Iki Soz

Turk Dil Kurumu'nun kanimca cok ise yarayan ve gun gectikce daha da yarayacagini dusundugum uygulamasi. Her gun elektronik posta adresinize iki adet sozcuk ve tanimlari geliyor. Bunlarin biri zaten dilimizde olan kelimeler, digeri de yabanci dillerden hemen hemen olduklari gibi devsirilen kelimelere Turkce karsiliklar. Bu hizmetten yararlanmak icin bilgi_at_tdk.gov.tr adresine "Ben de Istiyorum" konu baslikli bir elektronik posta gondermeniz yeterli. Gerci benim basvuruma 5 ay sonra cevap verdiler ve kelimeleri gondermeye basladilar ama olsundur, ben seviyorum gonderdikleri kelimeleri.
Kabul ve Sur Ocakbasi

Bugun yuksek lisans kabulu icin mulakata girdim ve okulumda yuksek lisans programina kabul edildim. Belirsizlik biraz belirsizlesmeye basladi boylece. Onemli olan ne mulakat ne de kabul edilisim. Onemli olan gazetede gorup Ecemi goturmeyi planladigim ama gunun az onem arz eden olayi nedeniyle Ecemin beni goturdugu Sur Ocakbasi'ndaki ziyafetti.

Bu Sur Ocakbasi Fatih'te Itfaiye Caddesi'nde. Yani Fatih'teki belediye binasinin caprazinda bulunun Itfaiye Genel Mudurlugu'nun onunden gecen caddede. Taksim'den ya da Eminonu'nden Aksaray'a giden otobuslerden bisiklet carsisi olan altgecitte inerseniz, merdivenlerden yukari cikin, Itfaiye'nin onunden devam edin gorursunuz.

Bu ocakbasinin yaptigi her sey guzel. Ben cig koftesinin, sac tavasinin, ayraninin ve ozel sur tatlisinin ununu duymustum. Gitmisken bu saydiklarima ilaveten bir de Ozel Sur Kebabi (bulgur pilavi ustunde ve salatalarla ikram edilen tavuk, kusbasi ve Adana kebap) yedik. Her sey birbirinden lezzetliydi. Yemekten once mehir (dovmeli, nohutlu, soguk yogurt corbasi) ve salatalar geldi ve ziyafet basladi. Sur tatlisini yiyene kadar digerlerinin turlerinin en lezzetlileri arasinda oldugu anlasildi tabii.

Ama o Sur tatlisi yok mu o Sur tatlisi. Kunefe gibi ama kadayif yerine irmikten yapilan bir tatli ve kunefedeki peynir yerine de dondurma. Ustune muz dilimleri ve en uste de antep fistigi ve tarcinli susleme. Ultra, super, manyak otesi bir tadi ve hafifligi vardi. Bu kadar anlatmaya, artik giderseniz kesin tadina bakarsiniz zaten.

Ozlenesi, can cektiren bir mekanmis.

Çarşamba, Ağustos 29, 2007

Kimseye Etmem Şikayet

Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime

Mücrim: suçlu
Zulmet: karanlik
Ikbal: baht

Güfte, Beste: Kemani Serkis Efendi, Makam: Nihavend

Ne zamandar beridir bilmiyorum, cok severim.
Zugurt

Su siralar bes parasizim. Yarin bir gun gelip, "Ya ben sana bir kola, bir yemek ismarlamistim zamaninda, bir kitap hediye etmistim, yerine akbil basmistim, onun parasini alabilir miyim?" dedigim vakit alinmak yok.

Cumartesi, Ağustos 25, 2007

Neden? Kim bilir?

Nerden biliyoruz bir gun rastlasabilecegimiz uzaylilarin bizi sinirden oldurecek bir dine ya da inanca sahip olmayacagini veya bir gezegen duzenine; ya da gorur gormez savasmaya baslamayacagimizi elimizdeki her seyi seferber edip? Neden bu uzayli meraki?

Dunyamizi anladik mi? Gezegendaslarimizla yeterince hosgoru ve anlayis icinde anlasabiliyor muyuz ki isik yillari ya da isik dakikalari uzaktan yeni iliskiler kurmaya calisiyoruz? kim bilir belki de savasacak baska, yeni birilerini bulmak icindir. Yetmiyordur bu dunyadaki vahset, kin, toleranssizlik.

Cuma, Ağustos 24, 2007

Tasarruf

Onemsiz gelen seylere dikkat ederek yapilir tasarruf; bir de aliskanliklarini degistirerek. Ornegin tiras olurken akan muslukta degil de bir tasta, bardakta veya canakta temizlerseniz tiras bicaginizi cok ama cok fazla tasarruf etmis olursunuz.

Istatistiklere bakalim;

Tiras olurken, acik musluktan ortalama 8 litre/dakika su akiyormus. Yani 10 dakika tiras olsaniz 80 litre su kullaniyorsunuz. Bir de yuzunuzu yikasaniz hadi diyelim 45 litre. Hadi ben ip gibi suyla tiras oluyorum deseniz yine olsa olsa en az 40 litre gidiyordur. Cunku bu arastirma yapilirken, denekler eminim suyu sonuna kadar acmamislardir. Peki suyu bir tasa alsaniz ya da bardaga en fazla 300 ml su harcarsiniz. Hadi diyelim kocaman salata tabagina filan su doldurdunuz ya da ne bilim tencereye filan yine etse etse 3-4 litre eder. Yuzunuzu yikadiniz vs. en fazla 10 litre su harcanir.

E hesap ortada. O zaman degistirin tiras olma aliskanliginizi, biraz zorlayin alismaya tasa, canaga, bardaga. O zaman vicdaniniz daha rahat olur, ortam sogur, insanlar isinmak icin birbirlerine sokulur, sizin icin guzel olur, bosa tiras olmamis olursunuz.
Vurgun

Bu kadar asap bozuklugundan sonra gunlerdir aklimda olan bir durum var, soylemek istedim. Ilk aklima geldiginde cok gulmustum, hala da guluyorum:

"Bazen o kadar gazim oluyor ki, vurgun yemekten korkuyorum."
Asabim Bozuk

Caner'i dovmusler. 4 kisi ortalarina alip, her istediklerinde vurmuslar, ellerinin tersiyle-duzuyle. Ne o Caner sundugu programda isikci olarak calisan, kanalin sahibinin ogluyla tartismis. Guvenlikciler de sikayeti duyunca boyle bir ise girismisler.

Oha.

Neler oluyor? Nereye donuyor burasi? Cani isteyen birini dovuyor, birini vuruyor. Insan gibi tartisamiyorsun. Her sey saldirgan anlasiliyor. Senin dusunceni ya da hareketini begenmedi diye, ve sadece begenmedi diye baska bir sebep olmaksizin, "Ne dedin lan sen?", "Napiyosun lan sen?"lerle baslayan fiziksel igrenclik. Midem bulandi izlerken hatta izleyemedim hepsini. Geri kalmis zihinlerini kavgayla, dovusle ortbas edebileceklerini sananlar bir de bunun icin taraftar bulabiliyorlar. Bunlar her yerde, her ortamdalar.

Bu haberden hemen once de dereye giren bir ayiyi sopalarla doven ve taslayarak oldurenleri gosterdiler. Daha neler ya? Daha neler!!!

N'olur gidin ya, lutfen ölün. Dayakla, tasla, sopayla degil; mutluluklar icinde, en mutlu aninizda ölün ama lütfen ölün.

Gelismis zihinlerin, akli basinda insanlarin yasadigi yerde olmak istiyorum. Sevdigim Istanbul degil artik, Utopik Istanbul.
Bulent Ortacgil

Bu aksam Bulent Ortacgil almis arkasina Cem Aksel’i, Baki Duyarlar’i ve Gurol Agirbas’i, gelmis Besiktas Abbasaga Parki’na konser verdi. Bir tek Erkan Ogur eksikti. Her sey sakindi, guzeldi. Biraz gec gittim konsere. Daha once bir muhabbet gecmis olacak ki Bulent Ortacgil sarkisini bitirip “Eee, ilk defa dinleyenler nasil buldunuz?” dedi. “Zor oldu di mi?”. Ne kadar dogal da olsa Bulent Ortacgil’i hic dinlememis olmalari garip geldi bana.

Eski sarkilardan caldilar tabii, en once “Benimle Oynar Misin?”. Bunun icin de “Insanin 30 yil once besteledigi sarkiyi calmasi biraz aci aslinda” yorumu geldi.

Cok da guzel daha once dinlemedigim, Fikret Kizilok’la besteledikleri bir parcayi caldilar, adi “Ister Misiniz?”. Ikilinin “Buyukler Icin Cocuk Sarkilari” albumunden. Sozleri de soyle:


Ister misiniz bir gün uyansak ve çok şaşırsak
Gökyüzü mavi orman yeşil değil
Dünyayı baştan boyasak

Işte deniz ister misiniz
Rüzgar pespembe
Kırmızı yelken
Sabah erken
Güneşi sarıya boyasak

Bulutu tutup çöllere koyup yağmur yağdırsak
Güzelleri bırakıp kötüleri beyaza boyasak

Olmadı deseler de
Bir silgi bulup silseler de
Akşam erken yatıp
Sabah erken kalkıp
Yeniden boyasak


Ben isterim, hatta cok isterim. En cok istedigim seylerden biri olabilir bu cevreyi degistirme isi su son zamanlarda. O kadar bunalmis durumdayim ki nefesim kesilene kadar, avazim ciktiginca bagirmak, bogurmek istiyorum. Bir de tum seslerden ve isiktan uzakta, uzanip yere yildizlari izlemek istiyorum.

Keske alabilsem yanima istedigim kisileri de defolup gitsem uzaklara.

Salı, Ağustos 21, 2007

Pasa Cayi

Tam bir fiyasko, uydurmanin allahi. Orjinali ya Sasha Cayi'dir ya da Pasa diye bir kendini bilmezin bok yemesidir. Yoksa, Pasa lan bu. Her seyin usulunu bilen adam cayin nasil icildigini mi bilmez olur mu?

Insan yavrulari cok salak olabiliyorlar; buyukler de kendilerini cin saniyorlar.

Cumartesi, Ağustos 18, 2007

Yalan

Insanlar bazen, yalani duyana kadar, yalan duymak isterler.
Aliskanlik

Dusunuyorum da hic aliskanligim yok, bir tane bile.
Ne Var Bunda?

Ben yolda, sokakta, ozellikle otobuste hapsiran insanlara "Cok yasa", "Iyi yasa", "Mutlu yasa", "Saglikli yasa", "Neseli yasa" veya benzeri seyler soylerim. Ben soyler ben duyarim, cunku genelde mirildanirim.

Ben hapsirinca da "Sen de gor", "Sen de" filan derim belki birileri de benim icin hapsirik sonrasi temennisini mirildanmistir da ben duymamisdir diye.

Sonucta birakin batil inanclari, inanclarim yok. Ama birilerinin kendileri icin -farkinda olmasalar da- boyle seyler soylenmesi isteklerinin yerine getirilmesine ihtiyaclari vardir. Hay cok yasayayim.

Pazartesi, Temmuz 16, 2007

Onlar Nufus Degil Mi?

"Bir Tek Avea Yeter"mis. Utanmadan da yaziyorlar, nufusun yuzde 93.3'u kapsama alanimizda diye. Geriye kalan 6.7'yi hesaba nasil katmiyorlar da boyle bir sloganla cikiyorlar. Hadi Turkiye yuzolcumunun deseler yine iyi, "Haa, dag baslarinda cekmiyor demek ki" diyebiliriz. Mantiksiz bunlar, apacik.
Ritmmax Hotel - Guzelcamli, Kusadasi

Tatilden yeni dondum. Kaldigim yer de bu yazinin basliginda gizli (!). Kendisi 4 yildizli bir otel. (Sunu hemen sormak istiyorum bir otele yildizlari neye gore veriyorlar. Ona gore ben de Besiktas Residence'ima yildiz talebinde bulunacagim.)

Nerde kaldik... Hih. Burasi 4 yildizli bir otel. Aile oteli. Mutlu mutlu aileler dolasiyor etrafta. Sakin bir mekan. Ve Guzelcamli'nin en guzel oteli.

Simdi gelelim sikayetlere:

Nerden baslayayim derken kronolojik olarak basliyorum: Oncelikle otelde 2 kisilik yatak yok. Iki kisilik yatak isterseniz sabahtan, aksama dogru gelip odadaki iki yatagi birlestiriyorlar - yani sadece fiziksel olarak, temas ettiriyorlar demek daha dogru aslinda. Tabii bu sonradan iki kisilik yatak'in ortasinda gecsen gecilmez, yatsan yatilmaz rahatsiz edici bir sertlik olusuyor. İki ayri carsaf, iki ayri pike vs. Dupeduz sacmalik. Sabahtan soylerseniz aksama dogru yapiyorlar demisken soylediginiz her sey icin takip etmek zorunlulugunun size ait oldugunu da soyleyerek bir sikayet daha etmis olayim. Bir defa yetmez, en az 5 kere soylemek gerekiyor.

Sonra ikram edilen icecekler: Uludag gazoz, sinyor x cola, sinyor x portakal ve seftali, cilek, elma aromali gibi tozlarin sulandirilmasiyla olusan icecekler. Ickiler de insana Rus milli takimini hatirlatir isimlere sahipler. 10 koca gunde sadece 1 yudum votka ictim.

Yemekler: Aperatifler bol, yogurt eksi ama olsun. Salatalar bol. Tatlilar bol. Her ogunde meyve var. Ana yemekler 5 cesit, ama hepsi mi tatsiz olur birader. Anneniz yapsa yemez kalkarsiniz masadan. Yagindan midir, tuzundan midir hep tatsiz. Ve acik bufe yemek de su denir mi ya: "Herkese bir tane!". Ve bu kadar. Ne bir "Kusura bakmayin" ne bir sey. Bu kadar. Sizi dinlemeyen yemek dagiticilar. Abicim suyundan istemiyorum diyorum iste, ne zorluyorsun daha. Hatta zorlamayi birak ne diye tabagima koyuyorsun.

Haklarini yemeyeyim, bir gun midemi eksitmistim. Nane limon istedim. Resepsiyondaki bayan kendi elleriyle nane cayina limon sikip verdi sagolsun. Neymis, naneleri yokmus. Gerci sonra Ecem yine otelden nane ve limon bulup nane-limon yapip beni iyi etti. Nane cayina limon, bravo.

Sabahin 8'inde baslayan muzik. (3-4 tane cd'leir mevcut galiba. Bu gidisle, bir 300 seneye guzel bir arsivleri olur.) Bangir bangir odanizda. Uykunuzun eminim en tatli yerinde.

Ufacik havuz. Son gunlerde icinde 30 kisi.

Neyse. Ozetle; gitmeyin, gondermeyin.

Yazinin basindaki soruya cevaplarinizi bekliyorum.

Cumartesi, Haziran 23, 2007

Dırıdı Dıtdırı

Super kahraman olabilmeyi isterdim. Hayir diyebilecek kadar, kizginligimi gosterebilecek kadar, kör inat yapabilecek kadar, intihar edebilecek kadar, IETT otobuslerinde telefonu calan kisiye “Telefonu kapatir misiniz lutfen!!!” diyebilecek kadar, 2 kurus eksik almak yerine 3 kurus fazla alan kasiyere cikisabilecek kadar, yere cop atan birine diklenebilecek kadar, umursamayabilecek kadar guclu olmak istedim.

Gucumu kotuye kullanmayacagima soz veriyorum. Sadece kendi iyiligime kullanacagim guclerimi. “Super Kahramanlastirma” yetkililerine sesleniyorum: “Gerekli belgeleri imzalayabilirim derhal!!! Yeter ki verin onlari bana.”

Her sey cok siyah.

Cuma, Haziran 15, 2007

"ALLAH KAHRETSİN!!!"

Bugun tanrinin adini anmak icin ideal bir gundu.

......................................

Perşembe, Haziran 07, 2007

Kumrucu® Hikmet

Haftasonu Cesme - Alacati'daydim. Biz bir gosteri yapacaktik kalabalik bir ekip halinde, unlu bir sarkici da sarki soyleyecekti bizim icin.

Gece cekimi de bittikten sonra otele donduk. Kumru siparisi vermisler bizim icin, onlari bekliyoruz. Geldi sonunda. Adamlar hizmeti asmislar. 1 gun yetmiyor onlara hizmet etmek icin. "25 saat hizmetinizdeyiz" yaziyordu gelen kagidin uzerinde. Once adamlar espri yapmislar diye dusunsek de, sadece gun kavraminin kendisi degil baska kaynaklar da gosteriyor ki aslinda yaptiklari hizmet 24 saat. Rakip firmaya bir gozdagi verme durumu soz konusuydu galiba.





Not: Bir de ®'ye dikkat. Bu gercekten gozdagi vermek icin kullanilmis olmali.




Bitti

Bugun lisans ogrencisi olarak son sinavima girdim. Simdi idrak ediyorum ki okul bitti; bu ayni zamanda, egitim ve ogretim gordugum 18. sene bitti demek oluyor.

Hatirliyorum, babamin bir arkadasi kazandigim bolumu duyunca sirtimi pat pat'layip "Olsun! Okuyun da..." demisti. Terbiyesiz herif. Neyse sinirlenmiyim adama yine.

Lisansustu ogrencisi olarak ogrencilik kariyerime devam etmek istiyorum gerci. Soyle bir 25 sene olsun o zaman dur derim belki.

"Ogrencilik gibisi var mi ya! Kiymetini bilin gencler. Biz bilmedik, okuduk bitti, siz bilin."

Çarşamba, Mayıs 23, 2007

???

Kafamda bir suru siir taslagi var, hepsi mutsuz.

Salı, Mayıs 15, 2007

Sigara

Her nefeste icinizde bir seylerin sizi oldurmek icin buyuyor olabilecegini, sizin onu delice besleyen bunyenizi devirmek icin durmadan calistigini dusunurseniz belki daha kolay birakirsiniz. Hamile bir kadinin hisleri gibi. Birazcik ters yonde.

Birakin su sigarayi artik, boyle gerzekce bir sey icin sizi kaybedebilecegimi bilmek bile beni cildirtiyor. Aptallik etmeyin. Okuma yazma bilmeyip sigara icenlere, paketlerin uzerindeki yaziyi okumaktan keyif duyarim. Okuma bilenlere de bir daha, bir daha, bir daha okumalarini tavsiye ederim. Sigarayi birakmadan okumayi birakmayin.

Sondur onu.
Bir Takim Spekulasyonlara, Bos Inanclara, Gereksiz Umutlara Son Nokta

Sayısal 94.951/677
Sözel 91.140/2283
Eşit Ağırlıklı 93.423/977

Çarşamba, Mayıs 09, 2007

AGAIS

Anlayis, ucu sizi rahatsiz eden konularda gosterilir.

Guven; durum, söz konusu kisinin aleyhine göründügü zaman duyulur.

Af, karsi taraf suclu oldugunda gosterilir.

Inanc, eldeki kanitlarin bittiginde ortaya cikar.

Sadakat, foyanizin ortaya cikma ihtimali olmadiginda gosterilir.

Kendinden ödün vermek gerektigi icin hepsi zor ve kiymetlidirler.
.....

Sana uzatilan elleri
Gormek istemesen de
Bir gun o eller ustunde
Bu dunyadan gocmek var ya
- Abbas Yolcu (Baris Manco) (24 Ayar Manco Albumunden)

Salı, Mayıs 01, 2007

Bir Bloknot Sayfalık Hikayeler

Tek bir kasi, tek bir kili kipirdamiyordu. Nasil kipirdayabilirdi ki, kalbi durali 45 dakika olmustu. Elindeki silahin namlusu da en az bedeni kadar sogumustu artik. Sol sakagina giren mermi, once ince derisini ve kaslari parcalamis, sonra kafatasini kirarak gecmis ve haftalardir beynini kemiren dusuncelerin tam ortasina, sanki kendinden umulan medeti hissetmis gibi, gelip saplanmis ve bu dusuncelerin yok olmasini saglamisti.

"Neden?"

Tek dusundugu buydu haftalardir; gece ve gunduz, evde-iste, uyurken - daha dogrusu yataktayken-, banyoda, mutfakta, orda, burda, televizyona bakarken, muzik dinlemek istediginde... Hep!!!

"Neden?"

Pazar, Nisan 22, 2007

Zipirlar

Dun ders anlattiktan sonra (12-14 yas arasi genclere) konuyla ilgili OSS sorulari dagittim ve dedim ki
"Cocuklar yapamazsaniz cok dert etmeyin bunlar zor sorular."
- Ne kadar zor Hocam?
- Cok. Cokk.
- O zaman yardimlasarak yapsak?
- Olur yapin.
- Abicim ben 3 ve 3un katlarini yapiyorum.
- Ben de mod 3 e gore 2'leri yapiyorum. Emir sen de 1 ve 1in katlarini yap.
- Kaziklaniyorum galiba.

Kafalari fena calisiyor.

Not: Son cumleyi cogul olacak sekilde bir kufurle bitirmek isterdim ama ayip, gunah.
23 Nisan

Yarin ki bayraminiz kutlu olsun, yarin cocukca bir sey yapin.

Not: Bayrak isine girmek lazim.
2007 ALES'ten Secme

Birini ne kadar severseniz, ona o kadar az dalkavukluk edersiniz. Gercek sevginin kaniti, elestirmektir.

Pazartesi, Mart 19, 2007

Bir Bloknot Sayfalık Hikayeler

Karanlik daha da karardi, sessizlik daha da sessizlesti. Sonra birden tek bir ses cikti. Kanatlar. Kuslarim uctu. 15 yildir besledigim kuslarim. Ucmadilar, ucurdum. Kanat sesleri uzaklasti, kuslarim karisti gecenin siyahina. Kuculup kuculup birer yildiz oldular ya da ben oyle hayal ettim. Yildizlarin bir kismi benim ucan kuslarim. Hatta evrenin buyudugune kanit gosterilen yildizlar, benim birbirlerinden uzaklasan kuslarim; ve tabii benden daha da. Severdim hepsini, hic zarar vermedim, azat ettim sadece. Hic beklemeden gittiler.

Pazar, Mart 04, 2007

KÜRESEL ISINMA ve YAPABİLECEKLERİMİZ

(E-posta ile bana ulasan bilgileri sunuyorum. Hepsini ya da hic birini yapmak zorunda degilsiniz, degiliz ama unutmayin kimse degil. Bri seyler icin caba gostermezsek insanlardan da bekleme hakkimiz yok.)

"Bulunduğunuz ortam sıcaklığını düşürün

Fazla değil, sadece 1°C düşürün, böylece bir miktar enerji tasarrufu yapabilirsiniz. Eğer üşürseniz ; ki bu ihtimal genelde yoktur, üzerinize modaya uygun bir kazak, süveter giyebilirsiniz.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda atmosfere 0,4 ton CO2 verilmesini engellemiş olacağı gibi parasını da tasarruf etmiş olur.

Elektrikli cihazların Stand by konumunda bırakmayın

Televizyonlarımızı standby konumunda bırakmak bir miktar enerjiyi gereksiz yere harcamamıza neden olur. Kumandayla kapatmak yerine oturduğumuz yerden kalkarak TV'yi üzerinden kapatabiliriz.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 150 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Şarj cihazlarını prizlere takılı bırakmayın

Küçük şarj cihazları kullanılmadıkları zaman bile bir miktar enerji harcarlar. Cep telefonu, PlayStation ... gibi cihazlarınızı şarj etmediğinizde ya da pilleri dolduğunda şarj cihazlarını prizde bırakmayınız.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 7 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Daha fazlasını kaynatmayın

Su ısıtıcıları sizin çay ya da kahve içmeniz için gereken enerjiden çok daha fazlasını harcarlar. Eğer bir bardak içecekseniz sadece bir bardak su kaynatın daha fazlasını değil.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 45 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Uçağa daha az binmeye çalışın

Bu toplantıya katılmak için gerçekten uçakla mı gitmeniz gerekiyor ? Tatilinizi gerçekten yurtdışında yapmaya mı ihtiyacınız var?

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Çok parlak ışıkları söndürün

Gerçekten onlara ihtiyacınız yoksa lütfen onları kapatın. Zira onlar çok fazla enerji tüketirler. Eğer karanlıktan korkuyorsanız , inanın hayaletler gerçek değil.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Duşu kullanın

Duşlar banyo yapmanız için yeterli olan suyun yarısını harcarlar ve banyo için gerekli olan suyun ısıtılmasından daha az enerji gerektirirler.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur ve iyi bir para tasarrufu yapmış olur.

Daha verimli ampul kullanın

Düşük enerji ampulleri size gereken ışığı verdikleri gibi 3 kat daha az güç harcarlar. Eğer ki bir gece kulübünde yaşamıyorsanız, tüm ampullerinizi değiştirin.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 200 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Dondurucularınızı sızdırmaz hale getirin

Dondurucular çok iyi sızdırmazlık sağlandığında en yüksek verimde çalışırlar, bu sayede havayı dondurmak için yoğun bir şekilde çalışmak zorunda kalmazlar.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece bir miktar CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Arabanızı olabildiğince az kullanın

Yürüyün, ata binin, koşun, paten kayın, toplu taşıma araçları kullanın ya da en kötüsü otostop yapın. Her ne durumda olursa olsun aracınızı kullanmamaya çalışın.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece fazlasıyla CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Evinizin ısısını havaya atmayın

Evinizin çatı arasını, duvarlarını, sıcak su hatlarını ve kazanı ısı kaçağına karşı izole edin. Kapı pencere ve çerçevelerinizi hava kaçaklarına karşı kontrol edin. Evinizi ılık tutun, sıcak değil ve böylece gezegenimizi biraz daha soğutmuş olursunuz.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 3.8 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur ve iyi bir para tasarrufu yapmış olur.

Çamaşır yıkama sıcaklığını düşürün

Kıyafetlerinizi 40-60 derecede yıkayacağınız yerde 30 derecede yıkayın. makineniz daha az enerji kullanmış olur ve elbiseleriniz hala parlayan beyaz renklerde kalır.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 90 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Yiyeceklerinizi kendi bölgenizden temin edin

Yakın çevrenizdeki yiyeceklerle beslenin, dünyanın bir ucundakilerle değil, sadece çevrenizdeki yiyecekleri yemekle ölmezsiniz. Böyle bu yiyecekler dünyanın diğer uçlarından uçaklarla size taşınmaz.

CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur ve iyi bir para tasarrufu yapmış olur.


Basit yöntemler

Rezervuarlar 4- 5 litre su aliyor... Rezervuardan akan su 3 litre olsa da ayni isi goruyor... Rezervuarin icine 1,5 litrelik DOLU bir pet sise koyun. Her sifon cekiste 1.5 litre tasarruf etmis oluyorsunuz! Bunu milyonlarla carpin... Saglanan su tasarrufunu dusunebiliyor musunuz?

Ogle molasi sirasinda bilgisayarlarimiz yaklasik 1 saat bosa calisiyor. Tum sirketlerde 100'un uzerinde bilgisayar kullanicisi oldugunu dusunursek, her gun bir bilgisayarin 100 saatte tuketecegi elektrik enerjisini bosa tuketiyoruz. Bilgisayarlarda en cok enerjiyi monitorler harciyor. Ogle yemegi esnasinda sadece monitorleri kapatarak bile dikkate deger miktarda elektrik enerjisini koruyabiliriz. Bilim adamlari cevre ile ilgili cok ciddi uyarilarda bulunuyorlar. Lutfen hassasiyetinizi esirgemeyin. Kullanmadiginizda, bilgisayarlarinizin hic degilse monitorlerini kapatin. "
Beyaz degnegini düsürmüs, yurumeye devam eden bir kör gibi
Ya da bir sakat gibi firlatilip atilmis koltuk degnegi
Seni baglayanlar hayata yok olsa da
Sarilmalisin sıkı sıkı bir baska dala.

Yasamalisin, seni yasatmayanlara inat
Durmalisin dimdik karsilarinda siritarak
Diger yanagini cevirmekten cekin mutlak
Tekrar vururlar cunku gozunun yasina bakmayarak.

Sakinligini ve saygini acizligin sanarlar
İki güler yüz göster her sey gecti umarlar
İcine atarsin, tasarsin hic farkina varmazlar
Sana yine aciz diye, "yazik" diye bakarlar.
Yeter!
Sevdigim tavan akmasin artik
Anlasin, akil var ve mantik
Beni bogmak, ona da yalnizlik
Ona da yazik, bana da yazik.
Görsün artik olusan gölü
Ve ben yüzme bilmiyorum
Yüzmeyi sevmiyorum, istemiyorum
Bogulurum.

Cuma, Şubat 23, 2007

Uygunsuz Gercek (An Inconvenient Truth)

Bu filmi gormenizi siddetle tavsiye ederim. Hiddetle, hisimla, zorla tavsiye ederim. Bagirarak da olabilir ya da silah zoruyla da tavsiye edebilirim. Izleyin. Parayi sinemaya bayilmak istemiyorsaniz, gidin korsan CD alin, izleyin. Gorun, degisin, degistirin, degistirelim. Icinde yasamayi sevdigimiz, bildigimiz kadariyla elimizde olan tek yasanabilir gezegeni cocuklarimiza da sevilebilir halde birakalim.
Muhafazakarlara sesleniyorum, bir seyler yapmazsaniz ilerde kizlariniz (daha) ciplak dolasacaklar.
Muhafazakar olmayanlara sesleniyorum, bir seyler yapmazsaniz her an tanriya siginip muhafazakar olmaya baslayabilirsiniz.

Degisin,
Daha az su kullanin:
Dis fircalarken, dusta sabunlanirken suyu kapatin,
Trasinizi sicak suyu bir tasa alip olun,
Cok su kullaniyorsaniz kicinizi yikama aliskanliginizi degistirin.

Daha az elektrik kullanin:
Tasarruflu ampullere gecin,
Gereksiz yanan isiklari sondurmeye usenmeyin, kaldirin kicinizi
Televizyonu karanlikta izleyin.

Coplerinizi ayirin, en azindan kagitlari:
Daha az agac kesilmesini saglayin,
1 parca eksik tuvalet kagidi kullanin,
Sayfalari dolu dolu kullanin,
Kagitlari kagit coplerine atin, en azindan ayri bir posette toplayip cope oyle atin, birileri onlari toplayip gecimini sagliyor unutmayin.

Su sitelere girin ve gerekeni yapin:
www.iklimkrizi.net
http://www.kyotoyuimzala.com/

Ne bilim bir seyler yaptiginiza kendinizi ikna edin, yeter.
İyi Ki Dogdum

Geride kalan 24 sene icin iyi ki dogdum diyorum kendime. Yoksa, mutlu olmami saglayan insanlari tanimayacaktim. Ece'yi mesela, Hulusi'yi, Melih'i, Evren'i, Emre'leri, Kursat'i, ailemi ve simdi nerden baslasam bilemedigim diger bir suru insani. Sizin yaninizda mutluyum. Ya da baska bir deyisle siz yanimda olmadiginiz zaman mutlu degilim. İyi ki varsiniz, ve ben iyi ki dogdum da sizi tanidim. Sagolun anne ve baba, iyi is cikarmissiniz.